Karşı tarafla iletişim, birey için büyük bir
restleşme meydana getirir. Bu durum kişiye kültürel, fikri otoriteler ve farklı
edebi gelenekler aracılığıyla kendisiyle iletişime geçmesini sağlayıp kendisine
fikri ve edebi sorunsal bir nitelik kazandırmak istemesiyle Arap düşünürleri ve
ediblerinin derin dikkatine mazhar oldu. Roman dili bu sorunu ifade etmede en
büyük cesarete sahipti. Bu araştırma, Suriye anlatısının zaman ve tekniki
açıdan geçirmiş olduğu aşamaları, uygarlık çatışması bağlamında kişinin
kendisiyle ve diğerleriyle olan ilişkilerini 2000-2010 yılları arasında
yayınlanmış örnek romanlar üzerinden incelemektedir. Bu sorunlardan Arapların
Batıdaki problemleri, batı toplumuyla uyum sağlayamaması ve özellikle toplumsal
değere haiz olan örf, adet ve geleneklerin batı ile çatışmasını gösterebiliriz.
Çalışmamız ayrıca bir yandan kişinin sömürgeci olarak gördüğü batıyla
çatışmasını yansıtırken diğer yandan bu sömürgeciye yanlış yansıtılan Araplarla
müslümanların hakiki doğru yüzünü göstermeye çalışmıştır. Aynı zamanda
araştırmanın en önemli niteliği analiz ve karşılaştırmaya dayalı açıklayıcı
yaklaşım yanı sıra zaman, yer ve kişilikleri de tahlil ederek, roman anlatı
tekniklerini analiz etmesidir
The relationship with the
other is a great challenge to oneself, and that issue has received the keen
attention of the Arab thinkers and writers; to present itself as an
intellectual and literary problematique that the self-tried to deal with the
mediation of different cultural, intellectual and literary traditions to the
novelist's most daring speech. This research examines the mechanisms and
technical means through which the Syrian narrative has been expressed about the
forms of civilizational conflict, namely, the relationship between one's self
and the other, including the Arab suffering in the west, and its inability to
integrate into Western society, especially in relation to the conflict
resulting from different values The social traditions and customs between East
and West and the research examines the question of direct conflict that
manifests itself through self-resistance to the other colonizer on the one hand,
and resistance to the distorted image of Arabs and Muslims in the west on the
other. The research follows the descriptive approach based on the most
important analysis and comparison, as well as the techniques of novel narrative
analysis such as time, place and personalities.
تُشكِّل العلاقة مع الآخر تحدِّياً كبيراً للذات، فقد حظيت تلك القضيَّة
باهتمامٍ بالغٍ من المُفكِّرين والأدباء العرب؛ لتطرح نفسها بوصفها إشكاليَّةً
فكريَّةً وأدبيَّةً حاولت الذات التعامل معها بوساطة مرجعيَّاتٍ ثقافيَّةٍ
وفكريَّةٍ وتقاليدَ أدبيَّةٍ مختلفةٍ، كان للخطاب الروائي الجرأة الأكبر في
التعبير عنها.يتناول هذا البحث الآليات والوسائل الفنية التي عبرت بوساطتها
الرواية السورية الصادرة بين
2000 إلى 2010 من خلال نماذج روائية مختارة عن أشكال الصراع الحضاري المتمثِّل بالعلاقة
بين الذات والآخر، ومن تلك الأشكال معاناة العربي في الغرب، وعدم قدرته على
الاندماج في المجتمع الغربي، وخصوصاً ما يتصل بالصراع الناتج من اختلاف القيم
والتقاليد والعادات الاجتماعية بين الشرق والغرب، كما يدرس البحث مسألة الصراع
المباشر الذي يظهر عبر مقاومة الذات للآخر المستعمِر من جهة، ومقاومة الصورة
المشوهة عن العرب والمسلمين في الغرب من جهة أخرى. يتبع البحث المنهج الوصفي الذي
يقوم على أدوت من أهما التحليل والمقارنة، كما يفيد من تقنيات تحليل السرد الروائي
مثل الزمان والمكان والشخصيات.
Birincil Dil | Arapça |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Şubat 2019 |
Gönderilme Tarihi | 28 Temmuz 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019Cilt: 4 Sayı: 1 |
The Journal of Mesopotamian Studies (JMS) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası ile lisanslanmıştır.